Minimalizm,modern sanat ve müzikte kökeni 1960'lara kadar uzanan sadeliğin, özün ve nesnelliğin ön planda tutulmasıdır.
Günümüzde minimalizmi sadece sanatta ya da müzikte değil de,daha geniş alanda yayılmış bir şekilde görüyoruz.Kıyafetlerde, yiyeceklerde,ev dekorasyonunda ve en önemlisi düşüncelerde.
Peki bu bolluğun içinde neden minimalizm?
Çünkü daha çok tüketiyor,daha çok çalışıyor ve doğal olarak bunun sonucunda farkında olmadan daha çabuk ve daha çok tükeniyoruz.Katlanarak artan bilgi fazlalığı, ürün çeşitliliği ve bolluğu, değişen alışveriş ve tüketim alışkanlıklarımız özetle tepetaklak olan yaşam tarzımız sebebiyle tükenmişliğe, huzursuzluğa ve kaygıya boğulmuş durumdayız.
Oysa yaşam,yaşadığımız ana odaklanıp o anın keyfini çıkartıp tadını aldığımızda güzeldir.
Basit olarak hayatımızda minimalizmi nasıl uygularız anlatayım.
Örneğin, gardırobunuzu açmanız yeterli. Biraz karıştırsanız, eminim 90 gün boyunca giymediğiniz bir kıyafet bulabilirsiniz. 90 gün giymediğiniz ve giymeyi de düşünmediğiniz kıyafetlerinizi ayırarak gardırobunuzu yeniden düzenleyebilirsiniz. O dolabın düzenli ve ferah olmasının yanında sizi daha iyi hissetirebilecek bir şey daha var. Oda ayırdığınız kıyafetleri bir internet sitesinde satışa çıkarıp bütçenize katabilirsiniz. Ya da daha güzeli o kıyafetlere gerçekten ihtiyacı olan insanlara verebilirsiniz.
Diğer bir minimalizm alanı tabii ki yiyecekler. Vücudunuzun gerçekten ihtiyacı olduğu besinleri yemeye özen gösterebilirsiniz. Bu sizi o tüketim çılgınlığından uzak tutup artı olarak sağlıklı yapacaktır.
Konuşmanızda bile minimalizme yer verebilirsiniz.
Söz gümüşse sukut altındır.
Gereksiz düşüncelerden ve konuşmalardan kendinizi uzak tutun. Geri çekilin.Susun ve karşınızdaki diyor ne anlatıyor dinleyin. Bunu denediğinizde sizin için iyi sonuçlar doğurduğunu zaten görececeksiniz.
Ve bence en önemlisi düşünceler...
Düşüncelerden sadeleşin. Şu kadar param olsa, ayda şu kadar kazansam, yılda bir şunu yapsam etsem, bunların sonu gelmez. Ve siz bu kaygılı düşüncelerle boğuşurken zaman akıp gidecek. Bunlardan uzaklaştığınızda her şeyden keyif aldığınızı, anın tadını çıkardığınızın farkına varacaksınız.
Bunlar gibi bir çok şeyde sadeliği yaşamınıza aldığınızda daha huzurlu daha ferah bir hayatınız olduğunu göreceksiniz.Daha bilinçli tüketip gelecek içinde çok güzel yatırım yapmış olacaksınız.
Ne demiş Alman düşünür Hegel, minimalizm;
Merhabalar Leyla Hanım,
YanıtlaSilGünümüzde minimalist yaşamın popülerlik kazanmasıyla birlikte bazı terimlere ve yaklaşımlara aşina olduk. Bu yaklaşımlardan biri de; Less is More. ”Az, çoktur” felsefesi. Bu yaklaşımın özünü ve ne anlama geldiğini, karantina süreciyle birlikte daha iyi kavradığımızı düşünüyorum. Çünkü karantina süreciyle birlikte tüketim alışkanlıklarımız da değişti. Birçoğumuz sahip olduklarımızla mutlu olmanın farkına vardık. ‘’Less is More’’ hakkında yazdığım yeni yazımı okumanız için izniniz olursa sizinle de paylaşmayı çok isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/less-is-more-nedir/
Sadelikle ve sağlıkla kalın.